zada

ağzınaaa şöyleee kürekleee vurasım geliyor. sonra etkinlik patlar "niye?" diye sorar jenaratöre gerek yok diyen kişi. neyse ki yaşamadık allam şükür amin

bir de bunun atom parçalamayı etkinlik yapma sanma kısmı var. evet atom parçalamıyoruz hatta kimine göre de çok kolay iş yapıyoruz ama o müşteriyle uğraşmak yok mu? o egoları tatmin etmeye çalışmak yok mu? bazen diyorum ki lanet olsun eventçiliğe, yerin dibine batsın. artık öğreneceğim, itliği serseriliği öğreneceğim.

açlık oyunlarından daha beter olan, 2020 yılında da 2019'dan farkı kalmayacak, müşterilerin istanbul civarı diye briefe başlayıp kıbrısta karar kılacağı, gidenin gelmediği gelse bile artık eski o olmadığı o muhteşem yer.

3 günde 2 farklı şehir
4 bir yanı hain dolu
biliyoruz yoruldun ama bu dava sensiz olmaz eventçi..

malum hayatımızın yarısı sahada geçiyorsa diğer yarısı da teklif ve sunum sürecinde geçiyor. "öncelikle kendinize güvenin" zırvalarından ziyade sunumda neler yapıyoruz, sunumda telefonuyla ilgilenen müşteriye neler diyemiyoruz bunları da konuşmakta fayda var. çok doluyum sözlük :(

bi de bunun müşterinin yarım ağız teşekkür hali vardır. dünya iş yapar, dünya kahır çekersin sonunda laf arasında yarım ağızla elinize sağlık derler, çoğu zaman demezler bile. niye demez? çünkü sen kölesin ve paranı o vermiştir.

yaklaşıyor yaklaşmakta olan.
hayal edilen-gerçekte olan karikatürleri çıkar buradan bol bol. admin uyuma!!!!!!!!!

yangın üçgenidir. birini susturursanız işler yolunda gider.

patron müşteriden azar yer, işçiye çektirir.
müşteri, daima patrona işçiyi şikayet eder, işçiye patronun dedikodusunu yapar.
işçi, daima ikisine de söver.

atamızın da dediği gibi bugün en büyük bayramımız. ulu önderimizi saygıyla anıyorum. herkese iyi günler olsun, atatürk ve cumhuriyet düşmanı yobazlar hariç tabi

podyum en garantisi. bir toplantı odası varsa onun da tadından yenmez. hele hele şirkette boktan bir pozisyonda iseniz. müdür görmesin vs derken lise bahçesinde sigara içen etkinlikçiye dönersin

telefon görüşmesi halinden ziyade yüz yüze haline daha hayranım ben bu işin. bir toplantı gibi bir şey olur önce xxxx bey/hanım ile başlanır. takribi olarak yarım saat süren bir görüşmeden sonra görüşmenin durumuna göre direkt olarak isme dönülür.

-ah x bey nasılsınız?
-iyiyim x bey sizler nasılsınız?

(yarım saat sonra)

-tamam abi telefonlaşırız son durumu o zaman.
-tamam kardeşim/canım iyi bak kendine haber bekliyorum senden.

bomboş bir etkinlik, sene olmuş 2019 hala okçuluk mokçuluk peşinde koşuyoruz. bir de yalaka futbol takımı başkan yardımcısı, takım kaptanı falan gelmiş. gerekli önlemler alınmadığı için falcao ve muslera ezilme tehlikesi falan geçirmiş zorla mekandan kaçırılmış. ulan ne kadar gereksiz iş var peşinde koşuyoruz valla

insanın anasına babasına bacısına sövülse bu kadar koymaz heralde. üstteki yazarın dediği gibi el omza koyulur, ukala bir bakış atılır, ismin sonuna "cım, cim" eki getirilir. "zadacım ne durumdayız bakalım"

bak yine tüylerim diken diken oldu

canım anam


eventsozluk.com/foto

müdürüm ayranımızı dökmüşler. hadi ayranımızı döktüler niye şeyi şey yapıyolar. hadi şeyi şey yapıyolar niye ayranımızı döktüler.

bir mail attım canım ya bakabildin mi....

hehehe bu başına gelince sövüyorsun falan da yapınca zevkli lan. zevk veren ufak sapıklıklar diye bir başlık olsa onu buraya yazarım sanırım. bazen ileri seviyeye çekilip "bir mail atıcam bakarsın" versiyonları da vardır.

kahve sevmeyen bir birey olarak bu sene de tabiiki gitmedim. (bkz:kahve sevmeyen ajans çalışanı)
ama gidenlerden aldığım bilgiye göre böyle bir şey olmuş bu sene festival


eventsozluk.com/foto

200 yılda bir denk gelir. devamlı "aaa kahve içmiyor musun?" sorularına maruz kalırsınız. hayır sevgili sözlük, kahve sevmiyorum. "uzmanlar uyarıyor!!!!!! kahvenin nesli tükeniyor!!!" tarzı haberleri de gülerek ve sevinerek takip ediyorum. meydanın bize kalacağı günleri bekliyorum. ı have a dream.

böyle bir hissiyat verir